2016 Yılının En İyi Dizileri

11.22.63

Online izleme platformlarından Hulu’nun bu yılın başlarında yayınladığı mini dizi. Hikaye, hemen hepimizin düşündüğü bir şeyi, “geçmişi düzeltme özlemini” önümüze koyuyor. Bu fikirle yola çıkan 11.22.63 de 22 Kasım 1963’de öldürülen ABD başkanının hayatını kurtarmak için geçmişe giden Jake Epping’i anlatıyor. Sonuna kadar da şahsen bunu başardığını düşünüyorum. Ancak dizinin sonu beni pek tatmin etmedi hatta ülkemizde olsa Kennedy’e haksızlık yapıldığı bile söylenebilir.

Billions

Showtime’ın geçtiğimiz Ocak ayında yayına koyduğu bir diğer yeni dizi Billions. Dizi iş dünyasını konu alıyor, bu yüzden de profesyonel hayata dair hikayeleri sevmeyen kişileri tatmin etmeyecektir. Ancak iş dünyasının arka kapılarını merak edenlerin izlemesi gereken bir yapım. Baş rolünde Homeland’dan tanıdığımız Damian Lewis (Bobby Axelrod) ve Paul Giamatti (Chuck Rhoades) rol alıyor. İkisi de birbirine rakip milyar dolarlık şirketlerin sahibi ve kapitalizmin en kötü yüzü acımasızlığı önümüze koyuyorlar. 

Lucifer

FOX’un oldukça eleştirilen hatta üstüne ABD’li kilise derneklerinin dava açtığı dizi. Hepimizin bildiği şeytan Lucifer’in (Tom Ellis) cehennemden sıkılıp Los Angeles’a yerleşip bar açmasıyla başlıyor. Lucifer, sadece bar işletmekle de kalmıyor başı beladan kurtulmadığı için bir polis dedektifi Chloe Decker (Lauren German) ile arkadaş olmasıyla da arka planda bir polisiye hikayeyi yürütüyor. Ancak diziyi benim gözümde konudan çok karakterler bir adım öne çıkardı.

American Crime Story

American Horror Story’in spin-off’u olarak başlayan dizi adından da anlaşılacağı üzere ABD’de ses getirmiş önemli cinayetleri anlatıyor. İlk sezonda da oldukça fazla tartışmalara sebep olan O. J. Simpson davasını konu olarak seçmiş. Diziyi asıl başarılı yapan unsur ise gerçek dünyadaki olayları çok başarılı bir şekilde ekrana aktarması. Bir tarafta suçlu mu suçsuz mu diye uzun süre düşündüğümüz şarkıcı ve zengin O. J. Simpson, diğer tarafta bu davayı sonuçlandırmak için kendini şartlandırmış savcımız Marcia Clark (Sarah Paulson). Ve dizi tabii ki tek bir noktaya odaklanmadan iki taraftan da olayı anlatmış ve bizlere “tarafını seç, maceraya katıl” seçeneği sunmuş.

Animal Kingdom

TNT’nin yaz dramalarından Animal Kingdom, televizyonda pek rastlamadığımız bir konuyu işlemiş. Kadından mafya lideri olur mu? Ve mafya dendiğinde aklımıza gelen erkekleri silip atacak şekilde bir mafya lideri olmuş. Tabii aynı zamanda sadece suç dünyasını değil, kendi ailesini de çekip çeviren ve iki işi de -bence- gayet başarılı yürüten bir kadın Janine -Smurf- Cody (Ellen Barkin)’i anlatmış. 

The Night Of

Dizi hakkında uzunca şeyler yazmaya gerek olduğunu sanmıyorum. Zira senenin en çok konuşulan dizilerinden oldu yapım. HBO’nun yaz aylarında yayına koyduğu bir mini dizi. Ve yine HBO’ya yakışır bir şekilde ABD’nin adalet sistemini eleştirel bir şekilde gözümüzün önüne koyuyor. Diziyi izlerken ABD adalet sisteminin yer yer ülkemizdekinden bir farkı olmadığını da anlıyorsunuz. Bir yandan cinayet zanlısı Naz’ın yargılama sürecini izlerken diğer yandan da hapiste geçirdiği zamanın sonuçlarını ve avukatlarının davayı ele alışının detaylarını görüyoruz.

Designated Survivor

ABD’de bir silahlı saldırının ardından kendini birden ABD başkanı olarak bulan meclis başkanı Tom Kirkman (Kiefer Sutherland)’ı izliyoruz. Bu konuda hiçbir tecrübesi olmayan karakterimiz zor durumlarla başa çıkmasının yanı sıra kendi kararlarını da almaya başlamasını izliyoruz. Ve dizide sıkıcı ABD propagandalarının yanı sıra aslında ABD başkanlarının kendi kararlarını almaktaki zorlukları da görüyoruz.

The Night Manager

AMC’nin yayına koyduğu 8 bölümlük bir mini dizi aynı zamanda John le Carre’nin aynı adlı romanından uyarlama. Hikayemiz Mısır’da başlıyor. Eski bir İngiliz askerinin Arap asıllı Fransız bir kadın olan Sophie’yle yaşadığı aşkın ardından büyük bir macera başlamakta. Sophie’nin öldürülmeden evvel sevgilisine adına çalıştığı silah kaçakçısı Richard Oslow Roper’ın (Hugh Laurie) sırlarını anlatınca karakterimiz Jonathan Pine İngiliz istihbaratına katılarak sevgilisinin intikamını almaya çalışıyor. Yapım benzer dizilerde sürekli rastlanan klişelerden uzak ve sekiz saatte bütün hikayeyi başarılı bir şekilde anlatıyor.

The Crown

Kısa süre önce ülkemizde de hizmet vermeye başlayan ve başarılı dizilerle tanıdığımız Netflix’in geçtiğimiz ay yayına  koyduğu yeni dizilerden The Crown. Dizi 20. yüzyıl İngiltere’sinde babasının aniden ölümüyle tahta geçen Kraliçe Elizabeth’in ülkenin en önemli kararlarının alındığı haftalık başbakanlar toplantısını konu alıyor. Buckingham Sarayı’nda yaşanan politik savaşlar, aşklar ve ihtirasları çarpıcı bir şekilde ekrana yansıtıyor.

The OA

Netflix’in yıl biterken yayınladığı dizi The OA sekiz bölümlük ilk sezonunda gizem ve dram sunan bir dizi olmuş. İntihar ettiği düşünülen bir kadının evine tekrar dönmesiyle başlayan gizemi çözmeye çalışıyoruz sezon boyunca. Yedi yıldır kayıp olan Prairie evine dönse de kayıp süre boyunca başına ne geldiğini ailesine anlatmaz. Dahası Homer adında birisini aramaktadır. Yeni edindiği arkadaşlarının yardımıyla amacına ulaşmaya çalışan Prairie, bu amaca ulaşmaya çalışırken çeşitli zorluklarla başa çıkmak zorundadır. İlk bölümüyle dikkat çeken ve mistik bir yönünün de olduğu dizi ikinci sezonunu merak ettirecek bir final yapmıştı.